top of page

SAÇA DAIR
 

Saçın Büyüme Döngüsü

Tüy üretimi, hormonlar ve fiziksel uyaranların etkisi ile pasif halden aktif hale geçen kıl folikülünde başlar. Oluşmaya başlayan tüy, bir süre uzar, sonra bir uyarı alınca uzaması durur, büyüme durunca iç kılıf bozulur, tüy yüzeye doğru çekilir, kökle arasındaki ilişki azalır ve dökülür. Bir süre sonra tüy oluşumu yeniden başlar ve aynı süreç devam eder. Bu sürece 'tüy döngüsü' adı verilir.

Saçın büyüme periyotları birbirini izleyen dönemler halindedir. Saçın döngüsü anajen, katajen ve telojen olarak adlandırılan 3 fazdan oluşur. Aktif büyüme dönemini (anajen faz) takiben kısa bir gerileme dönemi (katajen faz) ve hemen arkasından da dinlenme dönemi (telojen faz) görülür.Ömürlerini tamamlamış olan saçlar dökülür ve dökülen saçların yerine, yeni sağlıklı saçlar çıkar. Bu saç döngüsünün neticesinde günde ortalama 100 saç telinin dökülmesi normal karsılanmalıdır.

Saçın Yapısı

1. Kıl 

Embriyogenez sırasında mezenkim hücrelerinin dermis veya subkutan dokuya dogru, kıvrık bir şekilde uzamasıyla meydana gelen folikülden 'tüy (veya kıl)' adı verilen cansız uzantılar gelişir.

Vücutta farklı derinliklerde (örnegin kasta 2-2.5 mm, kolda 3 mm, koltukaltında 3-3.5 mm, kasıkta 3-4 mm, bacakta 2-3 mm) bulunan folikül, alt, orta ve üst olarak adlandırılan 3 ana bölümden olusur:

Folikülün en aktif kısmı olan alt bölüm, kılın olusmaya basladıgı yerdir ve 'dermal papilla', 'matriks', 'iç ve dıs kök kılıflarından olusur.

a. Dermal Papilla 

Bulbusun içine doğru çıkıntı yapan ve matriks hücreleri tarafından çevrelenmiş yumurtamsı görünümlü papilla, tüy oluşumunu başlatan ilk sinyallerin gönderildiği yerdir. Golgi Apareyi aracılığıyla sitokinler tarafından taşınan bu sinyaller ilgili folikül hücrelerindeki reseptörlere bağlanırlar. Sitokinler, hedef hücrenin tipine göre bölünmeyi pozitif veya negatif yönde etkileyen proteinlerdir. Örneğin androjenlerin etkisiyle gönderilen sitokinler ilgili reseptörlere bağlanarak kıl oluşumuna neden olur. Reseptörlerin başka maddeler tarafından tutulmuş olması, sitokinlerin dolayısıyla ilgili hücrenin işlevini etkiler.

b. Matriks

Papillayı çevreleyen ve sitoplazmalarında çok sayıda ribozom ve mitokondri bulunan matriks hücreleri hızla bölünerek kıl oluşumunda önemli rol oynar.

c. İç kök kılıfı

 Melanin içermeyen, keratinize olmayan 'İç kök kütikulası, Huxley ve Henle Tabakaları'ndan oluşur.

d. Dış kök kılıfı

Fonksiyonu tam olarak bilinmeyen dış kök kılıfı birkaç sıra hücreden oluşmuştur ve bulbusun alt düzeyinden yağ bezi kanalı girişine doğru uzanarak folikülü bir eldiven gibi sarar. Anajen fazın erken dönemlerinde bölünerek uzar, ancak ileri dönemde bölünmeleri durur.

Kılın Katmanları

a. Öz (=Medulla)

Kısmen keratinize olduğundan amorf bir görünüme sahip olan öz hücreleri, papillayı çevreleyen matriks hücrelerinden gelişir. Vellus ve lanugo tüylerinde öz yoktur hatta terminal tüylerde (= kıl) bile bazen bulunmayabilir. 

 

b. Korteks

Korteks, matriksten meydana gelen ve yüzeye doğru göç ederken keratinize olan hücrelerden oluşur. Sıkıca bir arada bulunan makrofibrillerden ibaret korteks hücreleri, kıl ekseni boyunca dizilen ve birbiri ile bağlantılı olan iğ şeklinde hücrelerdir. Aralarında farklı miktarlarda melanin granülleri bulunan makrofibriller kılın mekanik özelliklerine katkıda bulunur.

c. Kutikül

Bulbusun üzerindeki bölgede yer alan bazı hücreler, balık pulları gibi birbirilerini örtecek şekilde uzayarak kılın en dışında yer alan ve ucundan köküne kadar uzanan, keratinleşmiş yassı hücrelerden oluşan 6-8 sıralı bir yapıyı, yani kutikülü oluşturur.

Kılın Fiziksel Özellikleri

Esneklik

Özellikle saç kılının en önemli özelliklerinden biri esnek olmasıdır. Bu özelligi sayesinde saçın sekli degisebilir ve kısa süre sonra hiç zarar görmeden eski halini alabilir.

Saçın esnemesini, seklinin degismesini ve kıvrılmasını saglayan, korteksin yapısında bulunan uzun, keratin iplikçiklerdir. 

Saç kılı ıslatıldıgnda uzunlugu %30 kadar artabilir. Ancak daha fazla gerilim uygulanırsa saçta kırılmalar ortaya çıkar. 

Renk açma ve perma gibi kalıcı kimyasal uygulamalar veya kıldaki kimyasal maddelerle etkilesen dogal ya da yapay ısık kaynakları kortekse zarar verir ve saç esnekligini kaybeder. Esnekligini yitiren saç kıvrılmaz.

 

Statik elektrik

Özellikle kuru ve sıcak havada fırçalanan saç kıllarının statik elektrik sonucu birbirini ittigi ve saçın kabardıgı gözlemlenir. Bu durumun önüne geçmek için nemlendiriciler ve sampuanlara konan katkı maddeleri ile statik elektrik oluşumunun azalmasına ve saç yüzeyinin düzgün olmasına çalışılır.

 

Nem Oranı

Saçların su içerigi nemli ortamlarda artar, korteks siser ve kıl yüzeyi geçici olarak kayganlıgını ve düzlügünü yitirir, bu nedenle ıslak saçların taranması daha uzun sürer.

 

Porozite

Porozite, saçın nem tutma ölçüsünü tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bu da kütikulanın özelligine dayanarak 'az', 'normal' ve 'yüksek' olarak derecelendirilir.

3. Tüy Döngüsü

Tüy üretimi, hormonlar ve fiziksel uyaranların etkisi ile pasif halden aktif hale geçen kıl folikülünde başlar. Oluşmaya başlayan tüy, bir süre uzar, sonra bir uyarı alınca uzaması durur, büyüme durunca iç kılıf bozulur, tüy yüzeye doğru çekilir, kökle arasındaki ilişki azalır ve dökülür. Bir süre sonra tüy oluşumu yeniden başlar ve aynı süreç devam eder. Bu sürece 'tüy döngüsü' adı verilir.

 

Tüy döngüsünün dönemleri:

* Aktif büyüme fazı (Anajen): Tüyün etkin büyüme dönemidir. Tüyün tam olgunlaşmasına kadar geçen ara döneme proanajen ve tam olgunluga eriştigi yani deri yüzeyinde görülmesiyle başlayan döneme metanajen adı verilir.

* Geçiş fazı (Katajen) : Büyüme ve beslenmenin durduğu dönemdir.

* Dinlenme fazı (Telojen) : Tüyler dökülmeden önceki dönemdir, 'dinlenme dönemi' de denilebilir. Bu dönem bazı araştırıcılara göre 2'ye ayrılabilmektedir:

- Dökülme süreci (Eksojen)

- Folikülün boş kaldığı dönem (Kenojen)

Tüyün günlük uzama hızı, telojen / anajen oranı, bulunduğu yere göre farklılıklar gösterir.

Herhangi bir zamanda saç kıllarının yaklaşık % 84'ü anajen, % 2'si katajen ve % 14'ü telojen dönemdedir. Erişkin bir erkekte tüy çapı ortalama 0,7 mm'dir.

 

Kılların Gelişimi

Vücut, doğum öncesi ince, yumuşak, özsüz, genellikle renksiz, yünümsü lanugo tüyleri ile kaplıdır. Anneden gelen androjenlere bağlı olan ve fetusu korumaya yönelik gebeliğin 3. ayında gelişen bu ince tüyler, genellikle doğumdan sonraki 3-4 ay içinde dökülür. 

Doğum sonrasında insan vücudunda genellikle 2 tip tüy bulunur :

* Vellus tüyleri : Yumuşak, özsüz, bazen renkli ve nadiren 2 cm'den daha uzun olan tüylerdir. Ayva tüyü de denen ve ergenlik başlangıcına kadar değişmeyen bu tüylerde, tüy dikleştirici kas ve yağ bezi yoktur. 

* Terminal tüyler (=kıl) : Genellikle 2 cm den uzun, kalın, özlü ve renklidir, tüy dikleştirici kasları ve gelişmiş yağ bezleri vardır.

Terminal tüyler, ergenlik öncesinde yalnızca saç, kas ve kirpikleri oluştururken sonrasında androjenlerin etkisi ile pubis bölgesinden başlamak üzere, vellus tüylerinin yerini alır. Kız çocuklarda ortalama 11,7; erkek çocuklarda ise 13,5 yaşından itibaren başlayan bu değişimle tüylerin sayısı her iki cinste de yirmili yaşların sonuna kadar artar. Kılların artışı seksüel gelişime bağlı olarak genellikle 40 yaşlarına kadar sürer. Erkeklerde üst göğüs bölgesindeki kılların yoğunluğunda artış ise 50-60 yaşlarına kadar devam eder ayrıca yine erkeklerde orta yaşlarda kulak memelerinde kıllar belirir. 

bottom of page